Bazı isimler vardır, hani hangi dilde olduğu değil de neyi hatırlattığı öenmli olur sizin için. Hani fidel deyince amerikanın sekizyüz küsür denemesine rağmen öldüremediği bir gerilla komutanı gibi, Feride denince uzun bir şiir gibi, Arkadaş denince yarım kalmış bir şiir gibi, Ayten denince illa akla milyon kere Ayten dizesinin gelişi gibi çoğalır örnekler istemediğiniz kadar. Ethel adı da nedense bana hep yarım bir aşk şiiri gibi gelir, mitolojiden unutulmuş, boş verilmiş ama çok önemli bir karakter gibi.
Hani acıtır ya yarım kalan aşk şiirleri. bitmemiş bir hikayenin, çıkılcakmışta son anda vaz geçilmiş bir yolun, gecenin bir yarısı aranan uzak bir dostun dinlemesi sadece seni. Acıtır bazen tepip durdukça zaman. sen sadece yaşadığın ve çektiğin acı ile kalırsın ya. öyle birşey sanki. Biraz da sanırım Rozenbergler ile alakalı bu yarım kalmış aşk hali. bilincin bir yerine tutununca birşey, zonklayıp duruyor ve neden bu hali yaşadığını anımsayamıyorsun. Birşey olduğu belli, birşeyin can yaktığı da belli ama nedeni belirsiz. Öznesi olmayan cümlenin içinde mavi kuşlar solusun seni, diyesi geliyot insanın. Niye bilmem!?
Devredilmiş bir hayatı mı yaşar doğarken başkasının adını almak zorunda kalmış insanlar? Biliyorum biraz, aşkları da devralır mı kalp nakli yaptıranlar gibi bir cümle oldu bu. Olsun bakalım. bence bu çok daha büyük bir sorun. Bence Yarımdır adlarını ölmüş insanlardan alan insanlar. Onların hayatları, onların aşkları, onların acılarını da devralırlar biraz farkına bile varmadan. Büyükler neden büyük sorumluluklar verirler yeni doğmuş bir çocuğa? Kaderin benzemesin ama adınla büyü. Absürt komedide dal olur bu halimiz.
Neyse Ethel, yarım kalmış bir aşk şiiri, yarım bir şarkıdır sokaklarda ıslıkla söylenen. Bitirmek için başlandığında ölmek için evlilik yıldönümü geçsin için izin isteyen.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder