7 Temmuz 2014 Pazartesi
Mavi
her düştüğümde elimden tutup kaldıran ışıklı aydınlığım. aşarken zifir karanlık yalnızlıklarımı, her an biraz daha kanıksarken acılarımı, baştacı edilen. bazen hayatıma bir adın tamlaması ile düştü bazen nazım'ın dizeleri ile.
ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün bu kadar benden uzak
bu kadar mavi
bu kadar geniş olduğuna şaşarak
kımıldanmadan durdum.
durdum mavi, yürüdüm mavi, döndüm yüzümü, masmavi. ateşi tutmak değil sorun, sorun ateşin deliliği. yüzdüm, kulaç attım karanlığımda. döküldü karanlık parça parça. güneşim, aydınlıklarım, mavi huysuz bir ısrarcılıkla savruldu tekrar ömrüme.
her düşekaldığımda. çamurların, batağın içinde boyumu aştıkça karanlıklar. ölmek hemen şimdi dediğimde elimden tutandır mavi. öyle sıradan bir mavi değil ama. hani vardır ya boncuk mavisi ile denizin mavisi arasındaki ton farkı, ki aslında çoktur bu ikisi arasında. daha bir cam mavisi olsun benimkisi. gökyüzünün mavisi ile turkuaz arasında bir yerde kalsın yada. yada yadsımadan mavi olsun işte. tüm tonları ile. lacivert olmasın arasında. lacivert daha çok hasret, daha çok özlem gibi geldi hep bana.
mavi sıcak kanlı bir dost gibi geliyor hep nedense ve nedense hep en sıkıldığım yerde onun görmek dileğim var. saklamıyorum.
umudun bir adı olmalı her ömürde. rengide, kokusuda olmalı ısrarla. mavi sıcakkanlılığı ile adayıdır bu işin. kırmızı öfkelidir biraz, siyah huzursuz, sarı sıcaktır ama onda bu işi yapamayacak bir yan var.
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder