Bir nevi pansuman

Pansumanlarımızla yaşayıp gideceğiz işte; yaralarını bir türlü kapatamamış, kapatılamamış, kapatmasına izin verilmemiş insanın diyebileceği, kurabileceği cümle bu kadar olur. Hayatın size armağan ettiği yaraları kabullenip onlarla yola devam etmek istediğinizin kanıtı gibidir. Her tanıştığınız cinsi latifte ilk aşkınızın gözlerini, sözlerini, seslenişini arayacaksınız mesela ve her defasında ilk aşktan yaralarınız kanayacak siz onları pansuman edip devam edeceksiniz bir şekilde hayatınıza.



İki duble rakı, bir kaşık yoğurdun yanında bir de Müzeyyen SENAR ve benzemez kimse sana varsa ve daha da önemlisi biraz cesaretiniz varsa o ilk aşkınızdan kalan yaralar kapanacaktır yavaşça. O yaraları kapatıp yenilerini aramaya başlayacak, acılarınızı başka acılarla telafi etmeye çabalayacak, rüyalarınıza yeni baş rol oyuncuları bulacaksınız. her fırsatta kanayacak yaralarınız yeniden üstelik. Bir şey hatırlatıp gelecek o ilk aşkınızı.

Sizin gibi başka yaralılar bulacaksınız zamanla. Biri sizin yaralarınızı sarmaya uğraşırken siz başkasıyla ilgileneceksiniz. Öğreneceksiniz acılarınızla, yaralarınızla yaşamayı. bir yerde unutmaya başlayacaksınız sebebini. Tek bildiğiniz acıyan yerleriniz olduğu ve iyileşmediği, sadece pansumanlarla acılarınızı dindirdiğiniz olacak. Pansumanlarınızla yaşayıp gideceksiniz öylece.

Başka hayatlar değecek hayatınıza. Siz ilk neresi ağrıyor hayatınızın unutacaksınız. Acıyan yerlerinizi bileceksiniz hayatınızın, ne kadar acıdığını bileceksiniz ama unutacaksınız ilk neresiydi kanayan yeriniz. Bir zaman sonra teninizde, ruhunuzda, o kadar çok sarılmış, pansuman edilmiş, kapatılmak için çabalanmış yaranız olacak ki acıtmadan dokunamayacaklar teninize.

Siz delice bir tutku ile seveceksiniz teninizdeki her ağrıyı, acıyı. Hepsi sizi siz yapmak için elinden geleni yaptı sonuçta.